15 temmuz.



bilgisayarımdan uzak kalınca, gittiğim onca film kaldı beynimin bir köşesinde. 
şimdi onları yavaş yavaş buraya aktarmam gerekiyor.
one day'i bir kitap olarak keşfedip ardından filminin çıkacağını öğrenince okumaktan vazgeçip, salonun yolunu tuttum. keşke kitabı okuma kararımdan dönmeseydim. 


anne hathaway ile jim sturgess'in yer aldığı bir romantik dram filmi. 
anne hathaway'i komik gelebilir ama the princess diary'den beri çok seviyorum. jim sturgess için duygularım daha karışık, adamın tipini itici buluyorum ama bazen de çok hoşuma gidiyor. gerçi oyunculuğu hep güzel adamın ama..
velhasıl.
film bu çiftin yıllarca eskimeyen ama bir türlü de aşka dönüşemeyen ilişkilerini anlatıyor. ikisinin hayattan beklentileri, bekleyip de elde edemedikleri, elde edip de kaybettikleri şeyler zıt. taban tabana zıt iki karakter. daha hovarda bir erkek ve ayakları yere basan karamsar ama idealist bir kadın. 
bu tür filmler olabilir. sonunda hatta ağlanabilir. ben çok ağır dramdan hoşlanmıyorum. filmin son yarım saati resmen o açıdan benim için çok zulümdü. 
fazla ajitasyon.
ki bu türde güzel filmler de izledik, jeux d'enfants var, the notebook var. o filmlerin de eksileri var.
bu filmin özgünlüğü ve hoşuma çok giden öge, film 15 temmuz'larda geçiyor. 
ikilinin, beraber ya da ayrı hep 15 temmuz'larına tanık oluyoruz. 
filmdeki ingiliz kasveti de güzeldi. 
küçük not: sevgilinizle gittiğiniz zaman, ilişkinize de bağlı olarak, filmi algılama şekliniz tamamen farklı olabilir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder