labirent.


labirent, tolga örnek'in güzel kadrolu bir süredir beklediğimiz filmi. fragmanını ilk izlediğimde 'hah kesin çok mesajlı çok dağınık ne anlatacağını bilememiş bir film olacak bu kesin' dedim. ama kadro da gidilemeyecek gibi değil, timuçin esen'i severim, bir çok kişinin aksine de meltem cumbul'u da gayet severim.
film bizim sürekli izlediğimiz amerikan filmi/dizilerinin türk versiyonu gibi. laf atamam çünkü her hafta amerikan milliyetçiliğinin en üst seviyesi propagandasını yapan NCIS dizisini büyük bir zevkle izliyorum.yani amerikalılar vurdulu kırdılı teşkilat filmleri yapınca süper biz yapınca bu ne özentilik bu ne saçma şey filan diyenleri anlamıyorum. bizim de teşkilatlarımız var mı. var. bundan hikaye yazılır mı yazılır. çekilir mi çekilir. tamamdır o zaman. mevzu iyi olup olmadığı.
şimdi kurtlar vadisi: filistin'den sonra bu film kesinlikle başyapıt.tamam mevzular farklı ama ‘aynı kategori’ film sayılır.
film türk istihbarat’ının yükselen terörizm faaliyetlerine ve özellikle de planlanan büyük bir gösteriyi durdurmak üzere yaptığı ‘labirent’ operasyonunu anlatıyor.meltem cumbul ile timuçin esen istihbaratın başarılı iki elemanı ve operasyonu yürütüyorlar. altan gördüm ise terörist lideri canlandırıyor.
hikayenin genel örgüsünde aksaklıklar var, yok değil. özellikle timuçin esen'in geçmiş hikayesi, ingiliz istihbaratının işe karışması gibi gibi.
ama film teknik açıdan o kadar iyi ki, ben göz kırpmadan bir saniye bile sıkılmadan izledim. beni gerçekten içine çekti. film bittiğinde de ‘aa bitti. filmmiş’ tepkisini verdim. bunun sadece ama sadece filmin ekip başarısına bağlıyorum gerek oyuncular herek teknik ekip, özellikle de yönetmen.
dediğim gibi irdelemek isteyen, bok atmak isteyen bu hikayeyle rahatlıkla yol bulur. ama bu tür şeyleri biraz kenara bırakıp takdir etmeyi öğrensek, kendi türü içinde elle tutulur bir film var ortada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder