ya sonra

king's speech yazısını hala yazmayıp başka şeyle devam etmem de güzel. bu haftaki talihli türk filmimiz ya sonra oldu.
bu soruyu ben de kendime soruyorum çünkü filmi bu sabah izlemiş olmama rağmen aklımda çok da bir şey kalmamış.


Ya Sonra


kötü bir film değil iyi bir film hiç değil. yani tv'de denk gelsem belki izleyeceğim türden. vizyonda o kadar tercih varken buna gitmeye pek gerek yok.
evlilik hayatı boka sarmış bir çiftin hikayesine odaklanıyoruz. adam(özcan deniz)  maço, kadın( deniz çakır)kendi ayakları üzerinde duran, kariyer sahibi.
filmin yardımcı kadrosu çok başarılı özellikle janset ve ragıp savaş.
özcan deniz de fena değil ama deniz çakır'dan hiç hoşlanmadım. güzel göründüğü yerler vardı ama çoğu zaman sevimlilik ve şuhluk arasında kalmış surat ifadesinden mütevellit doğal gelmiyor, yani kötü oyuncu da değil ama suratını öyle bir şekle sokuyor ki olmuyor.
naz elmas'ı sevdim, hep sevdim hep seveceğim. kim ne derse desin.
bence filmin temel sorunu komedi ile drama arasına fazla sıkışmış olması. komedi olarak daha başarılı olurmuş sanki. komik eğlenceli sahnelerin hemen ardından ağır müzikli, sarılması bol, ağlamalı sahneler gelince bir bütünlük sorunu olmuş.

bu arada feminist hatun ile yeni kararımız madem ki hafta sonlarımızı türk filmlerine ayırıyoruz, hafta içi akşam seansları yabanci filmlere gidelim, sanki daimi festival temposu gibi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder