nisan ayı geldi mi..

nisan ayı benim için deep purple'I çağrıştırır. ama bir de istanbul film festivalini. babam ve annem festivalini kurucu izleyicilerinde :p, beni de peşlerinden sürüklemişler küçüklüğümden beri, bu yüzden en eski festival anımı hatırlamıyorum.

bir iki kare var aklımda aslında. babamın çalışmadığı zamanlarda ben de okulu asardım, beraber filmlere giderdik

festivalin ilk heyecanı kitapçığın çıkmasıyla başlar. benim için film seçme süreci adeta bir ritüel gibi. 
annemin deyişiyle "derslere bu kadar çalışsan şimdiye mezundun", evet üniversitenin 3. sınıfa geçemiyorken, vize tarihlerine denk gelen filmleri seçmek için bir buçuk saat kafa yordum.

size festival hakkında bir kaç küçük bilgi (biletlerin satışa çıkmasına 2 gün kala ne kadar faydalı onu da bilemiyorum ama..):

-önce kitapçığı alıp tek tek filmlere bakın, ilginizi çekenlerin yanına bir işaret koyun, bizim ailedeki gibi tek kitapçık kullanıyorsanız, çeşitli fosforlu kalemler kullanabilirsiniz. film seçmekte yardımcı ögeler sırasıyla: yönetmen, kategori, ülke, oyuncu, isim

-her filmin bir çok gösterim olur, önce kocaman kağıda iki haftalık bir takvim çizip her filmin tüm seanslarını o takvime yerleştirin. sonrasında sizin için önemli olan tarihlere göre takvimi tekrar düzenleyin, benim gibi takıntılıysanız, yönetmenin katılımıyla olan seanslara öncelik tanırsınız. böyle büyük bir kağıda bunları aktarmak olayın bütününü görmenizi sağlayacak, inanılmaz rahatlık sağlıyor. 

-ne kadar da festival dönemi günde sayısız film izlemek caiz olsa da, ben çok mantıklı bulmuyorum. kafayı bulandırmanın hiç manası yok, amaç film tüketmek değil film izlemek. ben günde 2 film tercih ediyor eğer 3'e çıkmam gerekirse de aralıklı seansları tercih ediyorum.

-filmleri eleme işlemlerinde kullanabileceğiniz bir kaç taktik var: bir filmi ilk ben izledim demek gibi bir gayeniz yoksa, haberiniz olsun, akbank galaları dağıtıma girecek olan filmlere yapılıyor, yani festivalden sonra o filmler genelde vizyona giriyor. 
prömiyer yapan türk filmleri ise seansı takip eden cuma genelde vizyona giriyor. tabi bu filmleri festivalde izlemenin avantajı ekip katılımıyla oluyor, ama bilet bitti diye üzülmemek lazım festivalcilerden sonra o filmi izleyince ezik olunmuyor. 

-her yıl festivalin popüler birkaç filmi olur, o filmler genelde lale satışında biter, genelde yılın beklenen filmidir, ya yönetmeninden ötürü ya da başka festivallerdeki süksesinden ötürü, bu filmlere dikkat. ama genelde de akbank galaları filmlerinden oluyor.

-biletleri almak lazım bir de. iksv biletix ile çalıştığı için benim size tavsiyem internetten almayın. 

-belli başlı bir takım filmler dışında o biletleri çıktıkları gün almaya pek de gerek yok. o çabuk tükenen filmlere yer bulmak istiyorsanız yapacağınız şey yanınıza güzel bir kitap alarak 7 buçuk gibi sinemaya gitmek. bilet satışı 10'da başlar, böylece siz yaklaşık 3 saat bekleyerek kurtarabilirsiniz. eğer uyanamıyorsanız size tavsiyem, ertesi gün gidip kaderinize boyun eğin, çünkü saat 10'da o kuyruğa girerseniz hem 5 ile 7 saat arası kuyrukta beklemeniz gerekecek, hem de muhtemelen biletler tükenmiş olacak. 
aklıma gelenler şimdilik bu kadar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder