largo desolato

5 ay boyunca burada olamayınca çok şey kaçırıyor insan,
ama ben bu açığı hemen kapatmak istedim. bu sezon yine çok güzel oyunlar var, bir de geçen yıllarda kaçırdıklarımız var.
işte biz de kaç zamandır görmek istediğimiz ama bir türlü fırsat bulamadığımız largo desolato izlemeye moda sahnesi'ne geldik.

moda sahnesi sanırım bu yılın en güzel yeniliği.
2 adet sahnesi ve 1 sinema salonu var. iç dekorasyon çok güzel, herkes pek bir sempatik saatlerce vakit geçirilesi bir yer. henüz sinemasını denemedim ama en kısa zamanda bir film izlemeye de gideceğim.
resmen niye bizim tarafta da böyle bir yer yok dedirtti.


largo desolato ekip tiyatrosu'nun bir kaç sezondur devam eden oyunu. yanılmıyorsam aslen bir mezuniyet oyunu olarak ortaya çıkmış ardından da gelişe değişe günümüze kadar gelmiş.

largo desolato, çek cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı olan vaclav halev'in 1984'te yazdığı oyunu.
felsefe profesörü ve yazar olan leopold yazıları yüzünden baskı görmekte ve hapse gönderilmekten korkmakta, öte yandan da özel hayatında da bir takım sıkıntılar yaşamakta.

şöyle ki gerçekten tekst izlediğimizin çok gerisinde kalıyordu yani sahne tasarımı, reji, oyunculuklar çok iyi lakin günümüzle de çok ilintili olan metin sanki biraz sönük kalmış.
sahne ve seyirci ayrımı yok seyirciler, sahnenin tam ortasında yerlerini alıyorlar. oyuncular seyircileri karşılıyor. oyun başlamadan önce leopold'u canlandıran aynı zamanda da oyunun yönetmeni olan cem uslu ile teknik masayla bir onaylaşma oluyor. benim inanılmaz hoşuma gitti bu detay:
-biz hazırız elif siz de hazırsanız başlayabiliriz.
-tamamdır.
gibi bir diyalog.
sonra ışıklar kararır.

italya'dayken panik atak hortlatmış biri olarak, son panik atağını moda sahnesi'nde bütün çılgınlar sever beni'yi izlerken geçirmiş biri olarak, oyuna çok gergin girdim. ve tahmin edersiniz ki ışıklar kapanınca o gerginlik iyicene arttı. özellikle de o karanlıkta buhranlar geçiren birini duymak ve bir şey görememek... ışıklar tekrar yandığında yanımdaki 3 arkadaşım da benim hala oturup oturmadığıma bakmak için bana doğru döndüler bir sorun olmadı ve çok keyifli bir şekilde oyunu izlemeye koyuldum.

dediğim gibi çok keyifli bir şekilde izledim kostümler, makyajlar, oyuncular hepsi çok iyiydi, üslup en güzeliydi. ama bir yerden sonra hikayeyi merak etmekten çok sadece oyuncular şimdi acaba ne yapacaklar nasıl bir numara dönecek diye izledik.
okumadığım bir tekst hakkında yorum yapmaktan da pek hoşlanmıyorum, ama sanki günümüzle tam da çok alakalı siyasal baskı anlatan bir tekstin daha ön planda olmasını beklerdim.
ya da ben öyle aldım, bekli oyun bu rejiyle tamda güçlü bir şekilde hissettirmek istemiş o baskıyı ama..
bilemedim.
ama yine de siz siz olun bir gidip izleyin bi' yerde yakalarsanız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder